11 Aralık Dünya Dağlar Günü

11 Aralık Dünya Dağlar Günü çalışmalarımız 10. yılına girmiş bulunmaktadır. Çalışmalarımızın temel yaklaşımı,  dağların ve dağlık alan bölgelerinin ihmal edilmesinin tespiti ile konunun önemini ortaya koymak; dağ yönetimi konularında, kamu politikalarını biçimlendirecek etkili siyasalar geliştirmeyi sağlayacak modelleme içinde eylemlerini tanıtmak ve bugüne kadar gelinen sürecin başarı ölçümünü sorgulamak aşamalarına dayandırılmıştır.  Bunların çoğunu başarabildik ama sürdürebilirlik gerekmektedir.

Dağlar, Dünya kara yüzeyinin yüzde 27’sini kaplamaktadır. Dünyadaki 34 biyolojik çeşitlilik öne çıkan alanlardan 25’ine ev sahipliği yapmakta ve insanlığın yarısı için önemli su kaynakları olarak hizmet etmektedir. Ancak iklim değişikliğinden ve sürdürülememesi gereken bazı insan faaliyetlerinden kaynaklanan artan riskler dağları, insanları ve toplamda gezegeni tehdit etmektedir. Dağlık alanlarda, doğal kaynakların sürdürülebilirliği ile bağlantılı görülen,  beşeri ve toplumsal sermayenin gelişimini sağlamada, kamu yönetimlerinin hassasiyet göstermelerini teşvik amacıyla da, Birleşmiş Milletler Teşkilatı 2003 yılını resmi olarak “Uluslararası Dağlar Yılı” olarak ilan etmiştir. Bu şekilde dağlık alanların önemine dünyanın ilgisi çekilmiştir. Mamafih dağlara Türkiye’nin ilgisi idari olarak çekilememiştir.

Doğrudan dağlık alan yönetimi yapılanması yerine, ancak çığ ve heyelan konularında aktif Dağlık Alan Yönetimi Şube Müdürlüğünün yeri, sürekli isim değişikliğine konu olan, en son değişiklerle, Orman ve Su İşleri Bakanlığı iken, Tarım ve Orman Bakanlığına dönen Teşkilat Şemasında önemi arka planda kalan ve etkin olmayan bir yönetim ile ilişkilendirilebilir. Dağlarımız kontrol edilemeyen güvenliksiz mekânlar olmamalıdır. Konunun özü de buradadır. Dağların kamu, özel ve sivil farkındalığı ve bütünleşik yönetişimi içinde kontrolü idari olarak yapılandırılacak katılımcı modellere dayandırılmalıdır.

Oysaki toplam alan içindeki dağlık alanların payı %74,6 dır. Buna göre Türkiye’nin yaklaşık ¾’ü dağlık alandır. Verilere göre düzlük alanlar %25,3 lük bir orana sahiptir (toplam alan: 782219,7269 km², dağlık alan: 583770,9139 km², düzlük alan: 198448,813 km²). Dağ köylüsü resmi belgelerde veya raporlarda görünür değildir. Esasen idari değişimlerle de “belediyelerin kırsal mahallelerine” (2021 yılı ) dönüşmüş,  kendi var ama adı yok hale gelmiştir. Coğrafi olarak dağlar, kara ve kıyı sınırlarında yer alma ve konumuna göre sınır aşan dağlar özelliği taşıma yönüyle de stratejik alanlardır. Türkiye’de gerek taşıdığı imkân ve araçlar gerekse lojistik önemi açısından dağların, idari açıdan merkez konumuna alınması önem taşımaktadır.

Dağ yönetiminin, orman yönetiminden ayrı tutulması ve seçilmiş özellikli dağlar için, özel bir yönetim birimine dönüştürülmesi gerekliliktir. Nitekim uluslararası çalışmalarda da dağlık bölgeler konusu insan hakları ve yüksek çevre kalitesini sağlama ortaklığında yer almaktadır. Dağlarımız maden ve doğa zenginliğine sahiptir. Kamu politikalarında dağlarımızın görünür hale getirilmesi önemlidir. 6360 sayılı kanunla ortaya çıkan il bütünlüğü modelini fırsata dönüştürmek ve Dağlık Alanlar Belediyeler Birliği gibi yapısallıkları kurmak önem taşımaktadır. 11 Aralık Dünya Dağlar Gününün takvimlere işlenmesini son on yıldır bekliyoruz.

Bütün iklimsel ve yönetsel zorlukların bilincinde olarak, 2023 Uluslararası Dağ Günü, farkındalığını artırmayı ve dayanıklılığı artıran, kırılganlığı azaltan ve dağ ekosistemleri ile toplulukların mevcut ve gelecekteki zorluklara uyum sağlamasını sağlayan doğa temelli çözümleri, en iyi uygulamaları ve yatırımları teşvik etmek için kolektif çabaları cesaretlendirmeyi amaçlayan farkındalık toplantıları yapıyoruz.