DAĞ ve DAĞLIK ALANLAR FARKINDALIĞI KAMU SPOTU

Kamu Spotunun Mantıksal Çerçevesi

Bu kamu spotu, dağların ve dağlık alan bölgelerinin farkındalığını sağlamak ve bir değer olarak dağlara ilişkin konunun önemini ortaya koymak; koruma kullanma dengesini, flora ve faunası ile yerleşik halkı, ekonomisi, birey ve kullanıcı ilişkilerini öne çıkararak ihmal edilmişliği üretkenliğe çevirebilmede toplumsal sahiplenmeyi teşvik etmek amacıyla hazırlanmıştır.

Her yaştan bireylerin, dağlara erişebilirliğinin başta sportif faaliyetler aracılığıyla mümkün olabildiğini ancak tek başına yetersizliğini göstermek, dağlardan sağlanan çok yönlü kazanımlara sahip çıkılmasını görsellerle hatırlatmak yanında, Türkiye’nin çeşitli dağlık alan bölgelerinden manzaralarla ülkemizin sahip olduğu güzellikleri hatırlamak ve sürdürülebilirliği sağlamada etkin bir dağ yönetimi gerektiğini düşündürerek, kamu politikalarını biçimlendirecek etkili siyasalar geliştirmek amacıyla kamuoyunun desteği sağlamak hedeflenmektedir.

Konunun Önemi

Dağlık Alanlar konusu Türkiye’de stratejik önemi arka planda kalan ve etkin yönetim süreci uygulama araçları boyutuyla ihmal edilen önemli coğrafi alanlardır. Oysaki Türkiye’nin ortalama %60’ı dağlık alanlardır. Dağ köylüsü resmi belgelerde veya raporlarda görünür değildir ve çoğunlukla orman köylüsü” olarak tanımlanmaktadır. Dağlarımız zengin biyoçeşitliliğe sahip, kıyı ve sınıra komşu da olabilen stratejik alanlardır. Türkiye’de gerek taşıdığı imkân ve araçlar gerekse lojistik önemi nedeniyle dağların idari açıdan göz önüne alınması önem taşımaktadır. Ayrıca, dağ farkındalığının, ormandan ayrı tutulmasına yönelik Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyinin metinlerine yansıyan uluslararası yaklaşımı da yakalamak hedeflenmektedir.

Dağlık alanların genellikle gelişmemiş bölgeler olması ve dağ yerleşiklerinin yaşam kalitesini koruma, bütünleşik sektörel kalkınma dinamiklerinin desteklenmesi ile demokrasinin güçlendirilmesi ilişkiler ağı içinde giderek artan oranda bir ilgi odağı haline gelmiştir. 1992 yılında dünya devlet ve hükümet başkanlarının buluştuğu, Birleşmiş Milletler Rio Dünya Zirvesi Konferansında “Gündem 21” Eylem Planında, 13’üncü Başlık “Kırılgan Ekosistemin Yönetimi: Sürdürülebilir Dağ Gelişimi” olarak adlandırılmıştır. Üyesi olduğumuz, Avrupa Konseyinin “Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Anlaşma ve Sözleşmeleri” çalışmaları içinde bağlantılı olarak 1995 yılında Avrupa Kongresinin tavsiye kararları arasında yer alan “Avrupa Dağlık Bölgeler Şartı” taslağı hazırlanmıştır. Avrupa Konseyi ülkelerine yönelik olarak dağlık bölgelerin idaresi, kalkındırılması ve korunması politikasının genel ilkelerini belirleme yönünde çalışmalar geliştirilmektedir. Dağ ve dağlık bölgeler konusu insan hakları ve yüksek çevre kalitesini sağlama hedefinde önemli bir unsur/değer olarak yer almaktadır.

Dağlık alanlarda gerek doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilirliği gerekse yerleşik halkın toplumsal-ekonomik gelişimini sağlamak, ulusal gelişmede önemini görmek açısından kamu yönetimlerinin hassasiyet göstermelerini teşvik etmek önemlidir. Nitekim Birleşmiş Milletler Teşkilatı 2002 yılında 11 Aralık tarihini “Uluslararası Dağlar Yılı” olarak ilan etmiştir. Bu şekilde dağlık alanlara dünyanın ilgisi çekilmiştir. Bu çalışma ile ayni zamanda 11 Aralık tarihinin Uluslararası Dağlar Günü olarak öne çıkması ve takvimlere işlenmesi hedeflenmektedir.

Nihai tahlilde, Bütünleşik Dağ Yönetimi konusunda ekolojisi, sosyo-kültürel ve ekonomik boyutunda toplumda “dağ farkındalığı” ve sürdürülebilir dağlık alanlara yönelik gelişmeyi öne alan kamu politikalarına yönelik bir ilgi yaratmak hedeflenmektedir.

Bu çalışmanın esasını teşkil eden görseller, konunun heyecanını duyan ve önemine inanan, ülke düzeyinde paylaşımının Türkiye için faydalı olacağını bilen, Dokuz Eylül Üniversitesinin teknik ve akademik elemanları ve dağ konusunda uzmanlaşmış sivil toplum örgütlerinin gönüllü işbirliği desteği ile gerçekleştirilmiştir.

Sloganlar

Dağların Sürdürülebilirliğinde , “aktif katılım”, “dayanışma” ve “çözümde ortaklık”

Categories: